Keşfet: Tavanarasından Kitaplar – David Copperfield

Zahide Fürstenberger

Her zaman
Anlatılmamış bir hikaye vardır...

Keşfet: Tavanarasından Kitaplar – David Copperfield

Genellikle klasikler arasında yerini almış kitaplara gerek uzunlukları gerekse içerikleri hakkındaki önyargılarımız nedeniyle, çoğumuz biraz tereddütle yaklaşıyoruz. Tam da kendimdeki bu önyargıyı kırmak için okuduğum Charles Dickens’ın belki de en tanınan eseri, David Copperfield’dan bahsetmek istiyorum bugün.

 

İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan çevirisi 1128 sayfaymış, elektronik kitap olarak okumak hem ellerimi yorulmaktan korudu hem de o meşhur ‘tuğla gibi kitap’ imgesine takılmamamı sağladı diyebilirim. Google’a adını yazdığımızda ilk gelen bilgilerden biri kitabın Charles Dickens’ın en otobiyografik kitabı olduğu. Peki Charles Dickens’ın, o dönemin dizileri diyebileceğimiz, gazetelerde yayınlanan tefrika romanların yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadığını biliyor muydunuz?

Gerçekten de hayatında en az bir Brezilya ya da Türk dizisini sonuna kadar izlemiş birisi için son derece okunabilir ve akıcı bir kitap. Belki mekan, zaman ve kültür bize yabancı ama insanların sıkıntıları, duyguları, birbirleriyle ilişkileri çok tanıdık. Hikayenin inceliklerini ele vermeden ise şunu söyleyebilirim: Kitabı bitirdikten bir hafta sonra kendimi, hemen hemen hikayeye girdiği andan itibaren nefret ettiğim, kitabın sonunda da hak ettiğini buldu diye çok sevindiğim baş kötü karakterle bile empati kurarken buldum. Bir anlatının en önemli özelliği de bu galiba, okurken veya izlerken bizi sürükleyip götürmesi, bittikten sonra üzerinde düşündüğümüzde ise bize farklı katmanlar sunabilmesi. Size pusulanızı şaşırtan kitaplar hangileri?